Sokak Çiçekçisinin Hayatımdaki Yeri
Sokak çiçekçileri acayip bişi... Bi kere, bulunduğu sokağı, mevsim çiçeklerinin kokusu ile dolduruyor! Bir de birden fazla çiçekçi aynı hat üzerinde belli aralıklarla bulunuyor. Yani birini ıskaladın mı, diğerinde gözün kalacak, parayı bırakacaksın!
Sabah sabah alınan sokak çiçeği gibisi yok...
Bi kere en taze çiçek senin oluverir. Sonra senden aldığı para ille de "siftah"tır. Eline geçirir geçirmez, bütüüün çiçeklerin üzerinden gezdirir, bir dua okur. Sen de duanı alır ilerlersin. Dua almak önemli, insan kendini daha bi huzurlu hisediyor.
Bu nedenledir ki sabah sabah, sokak çiçekçisinden alınan çiçek için fazla pazarlık edilmez.
Bir de elinde bir demet mevsim çiçeği ile yürüyince başka biri oluverirsin. Sanırsın ki köşedeki çocuk kitapçısının sahibisin (bknz - You Have Got Mail)
Aman allahım.. Zıplayarak yürümeye başlarsın.
Sanırsın ki metronun merdivenlerini değil de, sarmaşıklar dolanmış sokakların arnavut kaldırımlarını çıkıyorsun.
güsel şey sabah alınan çiçekle yürümek.
E sonra bu çiçekçilerde rengaren bi sürü çiçek olur, döşerler böyle bol bol herbiryerde, sen ne kadar büyük bir demet alsan da gözün hep diğerlerinde kalır. Zira, sokaktan aldığın çiçek gözüne hep az görünür.
Sonra bir de baharda, el arablı çiçekçiler papatya satar. Ay bir demetle yetinemez, bütün arabayı almak istersin. Öylesi güseldir çünkü : ) bi an işi gücü bırakıp, sen de arabayla çiçek satmak istersin öyle bişidir.
Eh, bir de sokak çiçekçisinin güzelliği 24 saat açık olması tabi (bknz - Taksim Meydanı) Bu da ne demeeek?:
Birinin doğum günü-sevgililer günü-yıldönümü mü unutuldu?!
Sevgiliyle aralar mı açıldı?!
Ani bir misafirliğe eli boş gitmek olmaz mı?!?
Saatin hiç bir anlamı yok. Git en taze, en bol, en ucuz, en samimi buketi yaptır götür! Fazladan bir öpücük daha bile kaparsın!!
(Haydi bu da size küpe olsun)
İyi geceler...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder